Mehmet Yalçınkaya Empati’de İlk Defa Babasının Ölümünü Anlattı
Yalçınkaya, babasının vefat ettiği gün ambulanstan ayrılmayan babasının köpeğinin ne yaptığını da ilk kez Empati’de anlattı.
NTV’de yayınlanan, yapımcılığını BBO Yapım’ın üstlendiği, sunuculuğunu Ahmet Mümtaz Taylan’ın üstlendiği Empati’ye ünlü yemek şefi Mehmet Yalçınkaya konuk oldu. Yalçınkaya gerçek hikayelerle Empati kurarken hayatına dair çok özel notlar paylaştı.
Babası öldüğünde üzülüp üzülmeyeceğini merak eden Mehmet, şimdi onu rüyalarında görmek için yalvarıyor.
Mehmet Yalçınkaya: Babam öldüğünde üzülür müyüm diye düşünüyordum… Onu çok seviyordum ama acaba babama üzülür müydüm diye düşünüyordum çünkü onunla çok az vakit geçirmiştim ve birlikteydik. çok uzaktaydı.
Öyle değildi. Nasıl da yandım! Çok özledim. Babamı bu kadar özleyeceğimi bilseydim, ona daha çok sarılır, daha çok koklardım. Bu benim için çok kötü bir travma…
Bir insan ne kadar çalışırsa çalışsın aile büyüklerine neden fazla zaman ayıramaz? Bu nedenle babam ölünce üzülür müyüm diye merak eden Mehmet, şimdi de onu rüyasında görmek için yalvarıyor!
MEHMET ŞEF’İN BABASININ HATIRLATMASI: DUMAN
“Duman ambulansın etrafını çiziyordu ve babamı bırakmak istemiyordu. Orada insanlığımdan şüphe ettim!”
Mehmet Yalçınkaya: Duman canımı acıtan bir hayvandır. Babam pandemide vefat etti, cenazeyi hızlı bir şekilde yapmak zorunda kaldık, babamı ambulansla evine getirdik.
Ambulansın içinde dumanlar yükseliyordu. Doğal olarak orada herkes ağlıyor, bu benim için, hayvanlara dönmem için önemli bir olay. Sonra Duman’ı ambulansın çevresinden alamadık, ambulansın etrafında daireler çiziyor, tırmalıyordu, babamın yanından ayrılmak istemiyordu.
Orada insanlığımdan şüphe ettim!
Hoca camide “Şu anda burada kıldığımız namazlar mı, yoksa aşağıda gördüğüm hayvanın sahibinin etrafındaki namazlar mı?” dedi. O gün hayvanlar benim için bambaşka bir yere geldi. Deprem bölgesindeki insanlara hizmet ederken hayvanlara da yardım ettik.
Mehmet Yalçınkaya deprem bölgesinde yaşadığını şöyle anlattı:
Bir beyefendi uzakta bekliyor. Utangaç. “Niye bekliyorsunuz da almıyorsunuz?” dedik. “İsteyemem, fabrikam vardı, yıkıldı, 6 katlı evim vardı, altında 4 Mercedes arabam vardı, bugün size pirinç istemeye geldim” dedi.
Bunu gördüm… Hayatı sorgulamaya başladım. Fabrikası, evi, arabası olan ama sabah 5.30’da cebinde 10 lirası olmayan bir adam! Bunu gördüğün an her şeyi sorguluyorsun… Bunu gördüğünde “boş ver kardeşim!” diyorsun.